GENEL SAĞLIK SİGORTASI
GENEL SAĞLIK SİGORTASI



Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile getirilen bazı kısıtlamalar hasta haklarını ihlal etmektedir

Sağlık bireysel bir hak ve toplumsal bir kazanımdır.

Sağlıklı olmak, temel insan haklarının tümünden yararlanmanın, toplumsal ilerlemenin ön koşuludur.

Bu nedenle, sağlık hakkı, bireyin isteme gücü, yani ekonomik ve siyasal gücü ile ilişkilendirilemez. Genel sağlık sigortası ise, prim ödeme gücüne dayanan bir sistemdir.

GSS tasarısı ile Sağlığın kendine has özelliklerinden olan kimin ne zaman hastalanacağının belli olmaması, sağlık problemi ve ihtiyacıyla karşılaşıldığında, hasta vatandaşı çok yüklü harcamalarla karşı karşıya bırakacaktır.

GSS ile hasta haklarının ilk maddesi olan “adalet ve hakkaniyete uygun olarak faydalanma” hakkı maddesi ihlal edilmektedir.

Sağlıklı yaşam anayasal bir haktır ve sosyal devlet anlayışının da bir gereğidir. Bir devlet sosyal olanı karşılamayacaksa o ülkede sosyal devletten nasıl bahsedebiliriz?

Sağlık hizmetine ihtiyaç duyan kişilerin katkı payı ödeyerek yararlanabilecekleri bir hizmet modeli benimsenmiştir. Teminat paketi ile sağlık hizmetinin % 50 ye kadar GSS den karşılanacağının planlanması, İhtiyaç duyulan sağlık hizmetine kişiler ayrıca ücret ödeyecek olması sağlık sisteminin özelleştirilmesinden başka bir şey değildir.

Sağlık hizmeti finansmanının özelleştirilmesi sosyal devlet anlayışını sekteye uğratır, hakkaniyetsizliği körükler ve bu bir felakettir.

Poliklinik muayenelerinin bile ücretli olacağı bir sistemde temel teminat paketinin içeriğin inde dar olacağı aşikârdır.
Bugün olduğu gibi Bağ-Kur ve SSK da primini yatıramayan vatandaş nasıl sağlık hizmeti alamıyorsa, GSS ile aynı şekilde hizmet alamayacak.

Bu tasarının ön şartı, sağlık hizmeti alabilmek için ücret ödemektir. Primleri ödeyemeyen sağlık hizmetine ulaşamayacaktırHükümet, GSS tasarısını uygulanmaya koyduğu takdirde, kısa bir süre sonunda çok sayıda yurttaş prim ödeyemediği için sağlık hizmetlerine ulaşamayacak, böylece yeni sağlık sisteminin “genel”liği sadece isminde kalacak, bugünkü eşitsizlikler belki de katlanarak devam edecek. Sağlık hizmeti sunumundaki eşitsizliğin artması ise sağlıksız insan sayısını arttıracak, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olacak, acil müdahale gerektiren durumlar dışında kişilerin hastaneye, hekime gitmesini engelleyecek, sağlık sorunları konu komşunun tavsiye edeceği ilaçlarla geçiştirilmeye çalışılarak, hastalıkların kendi kendine iyileşmesi beklenecektir. Kısacası GSS sağlıkta felakete neden olacaktır.

Her ne kadar GSS’nin gerekçesi herkese adil ve eşit hizmet anlayışı ise de, İnsan sağlığı yerine sigortacılık genel prensipleri tercih edilmiştir.

Sağlık harcamaları, dar gelirli aile bütçesini zorlamamalıdır. Öngörülen GSS taslağı bu haliyle uygulanırsa, vatandaş sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılacak, yasa dışılığa itilecek ve devlet karşısında sürekli borçlu ve ezik bir konuma düşürülecektir. Hastanın onurlu bir şekilde sağlık hizmeti alması engellenecek, vatandaş bugüne kadar cebinden para ödemeden aldığı bazı sağlık hizmetlerine para ödeyecektir.

Hükümet, gerçekten tüm vatandaşların eşit bir biçimde yararlanabileceği bir genel sağlık hizmeti verilmesini istiyorsa, bunu sigortanın primlerden değil devletin genel bütçesinden, yani vergilerden finanse edilmesini sağlanmalıdır.

“Sevk zincirine uyulmadan yapılan başvurulara ilişkin giderler hiçbir suretle karşılanmaz” ibaresi ile hekim ve sağlık kuruluşunu seçme hakkı da ihlal edilmekte.

Tasarının tek bir cümlesinde sağlık ocaklarından bahsedilmemekte, Koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli rol oynayan sağlık hizmetlerinin ne olacağı bilinmemektedir.

Kadına yönelik sağlık hizmeti 18 yaş ile sınırlandırılmış. Oysa bugün kadın evlenene kadar, çalışmıyorsa ailesinin sosyal güvencesinden faydalanabilmektedir.

Kişilerin bir yıl önce geçirdikleri hastalıklarına göre ödeyecekleri pirim oranları arttırılabilecek; kronik hastalığı olanlar, iyi beslenemeyenler, barınamayanlar, yoksullar cezalandırılmakta. CEZALANDIRMA BUNUNLA DA SINIRLI KALMIYOR.

Hastalar, hekim veya diş hekimi tarafından önerilerine uymamaları durumunda, tedavi masraflarının yüzde 50’sini üstlenmekle yükümlü bırakılıyorlar. Oysa sağlık hizmeti bir ekip hizmetidir. Hasta bu ekibin bir üyesidir. Hasta kendi sağlığı ile ilgili kararlara ortak olmalıdır.”Hekiminin önerisine uymadı” diye cezalandırılması da bir hasta hakkı ihlalidir. Hasta-hekim ilişkisine zarar verir. Sağlığı toplumsal bir sorun olmaktan çıkartır ve bireysel bir soruna dönüştürür.

Hastayı kurumun önerdiği tedaviyi kabul etmediği takdirde, bu hastalığı nedeniyle alacağı tedavilerden yoksun bırakılması hastanın tedavi olacağı kurumunu seçme hakkının ihlalidir.

Oysa arzu edilen, sağlık hizmetlerinin tüm vatandaşlara verilen bir hak haline gelmesi ve gerçek anlamda herkesi kapsayan bir sistemin hayata geçirilmesidir.

Planlanan sağlık reformuyla öngörülen, prime dayalı bir GSS sisteminin ne kadar yetersiz kalacağını tekrar vurgulayarak hükümeti uyarıyoruz.

HASTA VE HASTA YAKINI HAKLARI DERNEĞİ 19.4.2005

 
 
 

 

Anasayfa  |  Hesap Numaralarımız  |  İletişim

Copyright 1997-2020 www.hayad.org.tr Tüm hakları saklıdır.